Isadora Duncan öyle zarafetle dans etti ki Avrupa'da dans etmek için davet edildi.
- Isadora Duncan danced with such grace that she was invited to dance in Europe.
Yoko bizi şaşırtan bir zarafetle dans etti.
- Yoko danced with a grace that surprised us.
Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.
- Being deeply thankful, he tried to express his thanks.
Açıklaman için teşekkürler.
- Thanks for your explanation.
Gerekeni yaptığınız için teşekkür ederim.
- Thanks for doing what needed to be done.
Beni Facebook'ta eklediğin için teşekkür ederim.
- Thanks for adding me on Facebook.
O yemeden önce lütuf dedi.
- He said grace before eating.
Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.
- Being deeply thankful, he tried to express his thanks.
Açıklaman için teşekkürler.
- Thanks for your explanation.
Sağ ol, Mike. Tavuk sevmem.
- Thanks, Mike. I don't like chicken.
Bize yardımınız için sağ olun.
- Thanks for helping us.
Uğradığın için sağol.
- Thanks for dropping by.
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
Zarafeti olmayan güzellik kokusu olmayan bir gül gibidir.
- Beauty without grace is like a rose without a scent.
O, hepimizi şaşırtan bir zerafetle dans etti.
- She danced with a grace that surprised us all.
Lola zerafetle dans etti.
- Lola danced with grace.
Amerikalılar Şükran gününde özel yemekler yer.
- Americans eat special foods on Thanksgiving.
Onlar Şükran Gününde hindi yediler.
- They ate turkey on Thanksgiving Day.
Şükürler olsun bir övgü ifadesi ya da Allaha şükürdür.
- Hallelujah is an expression of praise or thanks to God.
After all I’ve done, a simple acknowledgment is all the thanks I get?.
... QUESTION: How you doing? ROMNEY: Good, thanks. ...
... [ Applause ] >>Matt Hershenson: Thanks, Hugo. ...