An unpublished work is like an undelivered present.
- Yayınlanmamış bir çalışma, teslim edilmemiş bir hediye gibidir.
I'm sorry. I should've delivered this yesterday.
- Üzgünüm. Bunu dün teslim etmeliydim.
After the battle they delivered the town to the enemy.
- Onlar savaştan sonra şehri düşmana teslim ettiler.
In an insistent voice, he asked his brother to hand over the letter and he died.
- O, ısrarlı bir sesle erkek kardeşinin mektubu teslim etmesini istedi ve öldü.
Tom agreed to hand over his gun to the police.
- Tom silahını polise teslim etmeyi kabul etti.