Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır.
- Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.
Tom'la aranız iyi mi?
- Are you on good terms with Tom?
Onların komşularıyla arası iyi.
- They're on good terms with their neighbors.
Genel terimler kullanacağım.
- I will use general terms.
Cinsiyetçilik gibi terimler şimdi moda.
- Terms like sexism are now in vogue.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
... In terms of her finding a job, the most important thing we can ...
... AUDIENCE: India has very limited expertise in terms of ...