1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.
- The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s.
Bu teknik terimler Yunancadan türetilmiştir
- These technical terms are derived from Greek.
İlkokul çocukları, altı yıllık bir dönem için okula giderler.
- Elementary school children go to school for a term of six years.
Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.
- Most students are doing preparation for the term examination.
Onunla yirmi yıldan daha fazla süredir samimiyim.
- I have been on friendly terms with him for more than twenty years.
Başkanın görev süresi dört yıldır.
- The president's term of office is four years.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?
Otobüs terminali nerede?
- Where is the bus terminal?
Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.
- If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır.
- Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
- The short term contract employees were dismissed without notice.
Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Uzun vadede fayda sağlayabilecek alanlara yatırım yapılmamıştı.
- The money was not invested in areas where it could bring benefit over the long term.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
terms and conditions.
near-term, mid-term and long-term goals.
All of these terms cancel out.