I've decided to quit doing that.
- Onu yapmayı terk etmeye karar verdim.
Tom got an emergency call and had to leave work.
- Tom bir acil durum çağrısı aldı ve işi terk etmek zorunda kaldı.
I didn't know he had decided to leave his job.
- Onun işini terk etmek için karar verdiğini bilmiyordum.
We won't ever abandon you.
- Sizi hiç terketmeyeceğiz.
Tom would never abandon his children.
- Tom asla çocuklarını terketmez.
They had to abandon their vehicles in the snow.
- Araçlarını karda terk etmek zorunda kaldılar.
We have to abandon the plan.
- Planı terk etmek zorundayız.
I doubt that Tom would ever consider leaving his wife.
- Tom'un şu ana kadar karısını terketmeyi düşündüğünden şüpheliyim.
I was on the point of leaving home when a light rain started to fall.
- Yağmur çiselemeye başladığında, evi terketmek üzereydim.
I won't quit, no matter what you say.
- Terketmeyeceğim, ne söylersen söyle.