Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

tension; straining, stretching

listen to the pronunciation of tension; straining, stretching
Английский Язык - Турецкий язык

Определение tension; straining, stretching в Английский Язык Турецкий язык словарь

intention
niyet

İşlerine karışmaya niyetim yok. - I have no intention of meddling in your affairs.

Tom hayatının geriye kalan kısmında Boston'da kalmaya niyeti yok. - Tom has no intention of staying in Boston for the rest of his life.

intention
{i} kasıt

Onun kasıtlı olmadığına eminim. - I'm sure that wasn't intentional.

Evet, bunu kasıtlı yaptım. - Yes, I did this intentionally.

intention
{i} maksat

Onun maksatları belirsizdi. - His intentions were unclear.

Tom'un maksatları oldukça açıktı. - Tom's intentions were quite clear.

intention
{i} gaye
intention
(Felsefe) yönelim
intention
içlem
intention
(Tıp) intansiyon
intention
{i} hedef
intention
{i} plan

Tom'un güzel planları var. - Tom has good intentions.

Mary'nin gerçek planları ne? - What are Mary's true intentions?

intention
(Tıp) Zihinde yapılması kararlaştırılmış şey, amaç, maksat, niyet
intention
niyet, amaç, maksat: His intention is to help you. Amacı size yardım etmek. He has no intention of coming. Gelmek niyetinde değil. 2
intention
{i} 1. niyet, amaç, maksat: His intention is to help you. Amacı size yardım etmek. He has no intention of coming. Gelmek niyetinde değil. 2
intention
kasıtlı

Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı. - Tom made this mistake intentionally.

Onun hatası kasıtlıydı. - His mistake was intentional.

intention
{i} amaç

Amaçlarını bilmem gerekiyor. - I need to know your intentions.

Onların amaçları açıktır. - Their intentions are obvious.

intention
{i} erek
intention
(Askeri) NİYET: Belirli bir hareket tarzını yerine getirmek için (imkan ve faaliyetten farklı olarak) güdülen bir amaç veya alınan bir tertip
intention
mahsus
Английский Язык - Английский Язык
intention

cold in those inner parts, cold belly, and hot liver, causeth crudity, and intention proceeds from perturbations .