There's a drinking fountain by the tennis court.
- Tenis kortu yanında bir çeşme var.
Do you have a tennis court in this hotel?
- Bu otelde, bir tenis kortunuz var mı?
The umpire sits in a high chair at the side of the court.
- Hakem, tenis kortunun yan tarafında yüksek bir sandalyede oturuyor.
Do you have a tennis court in this hotel?
- Bu otelde, bir tenis kortunuz var mı?
Are you going to the tennis court?
- Tenis kortuna gidiyor musun?
Do you have a tennis court in this hotel?
- Bu otelde, bir tenis kortunuz var mı?