He represented his class at the meeting.
- Toplantıda kendi sınıfını temsil etti.
The cicada has represented insouciance since antiquity.
- Ağustosböceği antik çağlardan beri ilgisizliği temsil etmiştir.
He represented our company at the conference.
- Konferans sırasında şirketimizi temsil etti.
John represented his class in the swimming match.
- John yüzme yarışmasında sınıfını temsil etti.