Bu düzenleme sadece geçici.
- This arrangement is only temporary.
Onlar geçici işçi istihdam etmektedirler.
- They employ temporary workers.
İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verilmektedir.
- Man, too, has been given protective devices against extreme temperatures.
İnsan cildi sıcaklık değişikliklerine karşı çok duyarlıdır.
- Man's skin is very sensitive to temperature changes.
Her altı saatte ateşimi ölçtüm.
- I took my temperature every six hours.
Ateşim var gibi görünüyorum.
- I seem to have a temperature.
Bugün ısı 30 santigrat dereceye kadar yükseldi.
- Today, the temperature rose as high as 30 degrees Celsius.
Düşük ısılar suyu buza çevirir.
- Low temperatures turn water into ice.
Geçici olarak tamir edebilir misin?
- Can you fix it temporarily?
Onlar bunun sadece geçici olduğunu söylediler.
- They said this was just temporary.
That's only a temporary solution.
- It's only a temporary fix.
It's only a temporary fix.
- That's only a temporary solution.
... on but temp what I thought I do then ...