She advises him on technical matters.
- O, ona teknik konularda tavsiyede bulunur.
His lack of technical knowledge kept him from being promoted.
- Teknik bilgi eksikliği, onun terfi ettirilmesini engelledi.
It's a commonly-used technique.
- Bu yaygın olarak kullanılan bir teknik.
Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.
- Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor.
Tom came up with a new technique.
- Tom yeni bir teknik öne sürdü.
These technical terms are derived from Greek.
- Bu teknik terimler Yunancadan türetilmiştir
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
Newton was instrumental in developing techniques to prevent counterfeiting of the English money.
- Newton İngiliz parası taklitçiliğini önlemek için gelişen tekniklerde etkiliydi.
These technical terms are derived from Greek.
- Bu teknik terimler Yunancadan türetilmiştir
What's the technical terminology for assisting someone to go to the toilet with a urine bottle?
- İdrar şişesi ile tuvalete gidecek birisine yardımcı olmak için teknik terminoloji nedir?