tehditle

listen to the pronunciation of tehditle
Турецкий язык - Английский Язык
extort
blustering
tehdit
{i} menace

Three men menaced him with knives. - Üç adam bıçaklarla onu tehdit etti.

tehdit
threatening

Facebook, Twitter, YouTube and Blogger are threatening our life. - Facebook, Twitter, YouTube ve Blogger hayatımızı tehdit ediyor.

The sky had become threatening before I got to the station. - İstasyona varmadan önce, gökyüzü tehditkar olmuştu.

tehdit
threat

The labor unions had been threatening the government with a general strike. - İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.

When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something. - Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.

tehditle almak
extort
tehditle yaptırmak
hold a pistol to smb.'s head
tehdit
{i} danger

There are dangers that threaten both men and women. - Hem erkekleri hem de kadınları tehdit eden tehlikeler vardır.

tehdit
{i} intimidation
tehdit
(Latin) metus
tehdit
duress
tehdit
constraint
tehdit
jawbones
tehdit
threat to
tehdit
threat, menace
tehdit
jawbone
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение tehditle в Турецкий язык Турецкий язык словарь

tehdit
(Osmanlı Dönemi) hiddet etme, gözdağı verme, korkutma
tehdit
Gözdağı: "Bütün memurlar bu tehditlere gülüp geçiyorlardı."- H. Talman
tehdit
Birinin gözünü korkutma, korku verme, gözdağı
tehditle
Избранное