This is important enough for separate treatment.
- Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli.
A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.
- Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.
There was no doctor who could cure her illness.
- Onun hastalığını tedavi edebilecek herhangi bir doktor yoktu.
It cannot be completely cured.
- O tamamen tedavi edilemez.
Tea tree oil is a natural remedy that can be used to treat acne.
- Çay ağacı yağı akneyi tedavi etmek için kullanılabilen doğal bir çözümdür.
Is there another remedy?
- Başka bir tedavi var mı?
Cookie is a therapy dog.
- Cookie bir tedavi köpeğidir.
Have you considered therapy?
- Tedavi düşündünüz mü?
Dr. Bell treated the patient.
- Dr. Bell hastayı tedavi etti.
Bob felt embarrassed when he was treated in front of some girls.
- Bob bazı kızların önünde tedavi edildiği için utandı.