Tom recommended this book to me.
- Tom bana bu kitabı tavsiye etti.
My friend recommended that I shouldn't buy an iPad yet, but to wait until I see what Apple's competitors come out with.
- Arkadaşım henüz bir iPad almamam gerektiğini fakat Apple'ın rakiplerinin ne konuşacaklarını görünceye kadar beklememi tavsiye etti.
I'll do as you advise.
- Tavsiye ettiğiniz gibi yapacağım.
My brother advised me to stop smoking.
- Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
I advised him to take a rest.
- Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
My brother advised me to stop smoking.
- Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.