Çok sayıda ekonomist, o gerçekten habersiz.
- Many economists are ignorant of that fact.
Bunlar gerçeklerdir. Onlar hakkında sıkı düşünün!
- These are the facts. Think hard about them!
Bu olay hakkındaki gerçeği bilmek istiyor musun?
- Would you like to know the truth about this fact?
Bu gerçek bir olaydır.
- That is an actual fact.
O kitap, olgusal hatalarla doludur.
- That book is full of factual errors.
Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.
- Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.
Yukarıdaki metin konuyla ilgili kesin bilgiler içermiyor.
- The text above contains no accurate facts on the matter.
Mary bilgisayarında çalışıyor gibi davrandı ama aslında o, konuşmaya kulak misafiriydi.
- Mary pretended to be working on her computer, but in fact she was eavesdropping on the conversation.