Your desserts are tempting, but we are full.
- Seni tatlıların cezbediyor ama biz tokuz.
This place is known for its delicious desserts.
- Bu yer lezzetli tatlılarıyla tanınır.
He likes anything sweet.
- O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
I want something sweet.
- Tatlı bir şey istiyorum.
Which dessert should he eat?
- Hangi tatlıyı yemeli?
The one and only dessert my son eats is chocolate cake.
- Oğlumun yediği bir çeşit ve tek tatlı çikolatalı pastadır.
A dessert without cheese is like a one-eyed pretty girl.
- Peynirsiz bir tatlı tek gözlü güzel bir kız gibidir.
Tom fell in love with a pretty girl.
- Tom tatlı bir kıza aşık oldu.
Ooh! Chocolate mousse. Yummy.
- Ohh! Çikolatalı tatlı krema. Nefis.
The pain you go through because of love is by far sweeter than any other pleasure.
- Aşktan dolayı katlandığın acı herhangi bir zevkten çok daha tatlıdır.
The pain caused by love is much sweeter than any pleasure.
- Aşkın verdiği acı herhangi bir zevkten daha tatlıdır.
I like to eat sweets.
- Tatlı yemeyi severim.
The dentist would like you not to eat any sweets.
- Dişçi herhangi bir tatlı yememeni ister.
She wasn't beautiful, but she had big, kind brown eyes and a sweet smile.
- O güzel değildi ama onun büyük, nazik kahverengi gözleri ve tatlı bir gülümsemesi vardı.
This flower smells beautiful.
- Bu çiçek tatlı kokuyor.
This chocolate is very sweet and tasty.
- Bu çikolata çok tatlı ve lezzetli.
The grandmother gives sweets to her grandchildren.
- Büyükanne torunlarına tatlılar vermektedir.
Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
- Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
My sweet darling, I miss you so much.
- Benim tatlı sevgilim, seni o kadar çok özledim ki.
Layla was a very nice sweet woman.
- Leyla çok hoş tatlı bir kadındı.
The melon smells sweet and tastes very nice.
- Kavun, tatlı kokuyor ve tadı çok güzel.
That fish lives in fresh water.
- O balık tatlı suda yaşar.
Fish such as carp and trout live in fresh water.
- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşar.
She has a delightful sense of humor.
- Tatlı bir mizah duygusu var.
Tom is soft-spoken and polite.
- Tom tatlı dilli ve kibar.
Mr Smith is a softly-spoken person.
- Bay Smith tatlı dilli bir insandır.
Tom is a sweetie pie.
- Tom bir tatlı pastadır.
Are you tired, sweetie?
- Yorgun musun, tatlım?
Gao Dao is usually really suave, but he seems completely smitten in front of his girlfriend.
- Gao Dao genellikle gerçekten tatlı ama o, kız arkadaşının önünde tamamen abayı yakmış görünüyor.
He has a mellifluous voice.
- Onun tatlı bir sesi var.