I need a mirror to comb my hair.
- Saçımı taramak için bir aynaya ihtiyacım var.
I have to comb my hair.
- Saçımı taramak zorundayım.
Their job is to card the wool.
- Onların işi yünü taramak.
Mary was donor-conceived and is trying to track down her biological father.
- Mary donör tarafından tasarlanmış ve biyolojik babasını izlemeye çalışıyordu.
When you surf the web, you may be tracked by websites.
- Web'de sörf yaptığında web siteleri tarafından izlenebilirsin.
Tom scanned the list, but couldn't find his name.
- Tom listeyi taradı ama kendi adını bulamadı.
I have to be honest. I was a little bit nervous the first time I had an MRI scan.
- Dürüst olmak zorundayım. Ben bir MRI taraması ilk yaptırdığım zaman biraz sinirliydim.
Sami scoured the Internet to find more information about that.
- Sami o konuda daha fazla bilgi bulmak için İnternet'i taradı.
I have a wooden comb.
- Benim bir tahta tarağım var.
Do you want me to comb your hair?
- Saçını taramamı ister misin?
I'll perform a full scan of the system.
- Sistemin tam taramasını yapacağım.
I have to be honest. I was a little bit nervous the first time I had an MRI scan.
- Dürüst olmak zorundayım. Ben bir MRI taraması ilk yaptırdığım zaman biraz sinirliydim.
I need a mirror to comb my hair.
- Saçımı taramak için bir aynaya ihtiyacım var.
He doesn't bother to comb his hair.
- Saçını tarama zahmetine katlanmaz.
Dan spent hours scanning dozens of pages of Linda's diary.
- Dan, Linda'nın günlüğünden düzinelerce sayfayı tarayarak saatler geçirdi.
Her health screening showed no negative results.
- Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
I've started screening my calls.
- Aramalarımı taramaya başladım.
Her health screening showed no negative results.
- Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
I've started screening my calls.
- Aramalarımı taramaya başladım.
The harp of Tara swells.