Tom'un ağzı bir koli bandıyla bantlanarak kapatılmıştı.
- Tom's mouth was taped shut with duct tape.
Tom eve vardığında ön kapısına bantlanmış bir zarf vardı.
- When Tom got home, there was an envelope taped to his front door.
Tom Mary'nin kapısına bantlanmış notunu buldu.
- Tom found Mary's note taped to his door.
Tom eve vardığında ön kapısına bantlanmış bir zarf vardı.
- When Tom got home, there was an envelope taped to his front door.
Ödünç alabileceğim bir şerit metren var mı?
- Do you have a tape measure I could borrow?
Tom eve vardığında ön kapısına bantlanmış bir zarf vardı.
- When Tom got home, there was an envelope taped to his front door.
Tom bantı yeniden sardı.
- Tom rewound the tape.
Konuşmasını kasetten sildi.
- He erased his speech from the tape.
Adam video oynatıcıya bir kaset koyuyor.
- Man is inserting a tape into the VCR.
Masanın üstünde bir teyp vardı.
- There was a tape recorder on the table.
Bu teyp için 40,000 yen ödedim.
- I paid 40,000 yen for this tape recorder.
Tom eve vardığında ön kapısına bantlanmış bir zarf vardı.
- When Tom got home, there was an envelope taped to his front door.
Tom'un ağzı bir koli bandıyla bantlanarak kapatılmıştı.
- Tom's mouth was taped shut with duct tape.
Lütfen kasedi yarın geri getir.
- Please bring back the tape tomorrow.
Bu bandı yok etmemiz gerekir.
- We need to destroy this tape.
Tom'un ağzı bir koli bandıyla bantlanarak kapatılmıştı.
- Tom's mouth was taped shut with duct tape.
His pass was right on the tape.
After the party there was tape all over the place.
Don’t fight the tape.
Old couples sometimes will play tapes at each other during a fight.
Hand me some tape. I need to fix a tear in this paper.
Did you get that on tape?.
I've finally got this thing taped.
... So we have 40 more of these cards taped to ...
... duct-taped their entire body in neon duct tape. Or people who have just made giant cupcakes ...