The police thought the victim was Tom, but they were unable to identify the body.
- Polisler kurbanın Tom olduğunu düşündü fakat cesedi tanıyamadılar.
Some people identify success with having much money.
- Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
The computer recognises two hundred different types of errors.
- Bilgisayar iki yüz farklı tipteki hatayı tanır.
I can recognise my own kind.
- Ben kendi türümü tanıyabilirim.
She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
- O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
- O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument.
- Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.