tanımazlık

listen to the pronunciation of tanımazlık
Турецкий язык - Английский Язык
pretending not to know
tanı
{i} diagnosis
kanun tanımazlık
lawlessness
kural tanımazlık
anarchism
tanı
identification
tanı
direct
tanı
(Bilgisayar) identify

The police thought the victim was Tom, but they were unable to identify the body. - Polisler kurbanın Tom olduğunu düşündü fakat cesedi tanıyamadılar.

Can you identify the man using this picture? - Bu fotoğrafı kullanan adamı tanımlayabilir misin?

tanı
recognise

Can you recognise the person in this picture? - Bu resimdeki kişiyi tanıyabilir misin?

Remember me? No. Well, well. I'm surprised you don't recognise me! Are we supposed to? - Beni hatırlıyor musun? Hayır. Hayret. Beni tanımamana şaşırdım! Tanımamız gerekiyor mu?

tanı
{f} recognized

Having seen him in the picture, I recognized him at once. - Resimde gördükten sonra, onu derhal tanıdım.

She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such. - O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.

tanı
diagnostic

The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument. - Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.

tanı
diagnosis teşhis
Турецкий язык - Турецкий язык
Tanımama durumu
tanı
Bir hastalığı tanıma işi, teşhis
tanımazlık
Избранное