Tom, bütün gece konuşmayı sürdürdü.
- Tom kept talking all night.
Ben insanların önünde konuşmayı sevmiyorum.
- I don't like talking in front of people.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking with?
Ne hakkında konuşuyorsun?
- What're you talking about?
Seninle konuşmak istiyorum.
- I want to talk to you.
Çok konuşmaya eğilimlidir.
- She tends to talk too much.
Jim ile konuşan kız Mary'dir.
- The girl talking with Jim is Mary.
Fred'le konuşan çocuk Mike'dır.
- The boy talking with Fred is Mike.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking with?
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
- Talking in the library is not allowed.
Herhangi birisiyle konuşmak ister misin?
- Do you want to talk to anyone?
Birisiyle konuşmak zorundayım.
- I have to talk to somebody.
Arkadaşlarımızla konuşarak akşamı geçirdik.
- We passed the evening away talking with our friends.
Yolculuğu hakkında onunla konuşarak iyi vakit geçirdi.
- She had a good time talking with him about his trip.
It is usually better to solve problems by talking than by fighting.
... I look forward to talking to you, most of you or many of you, at the conference today ...
... I'm talking to the-- if there any engineers in the audience ...