Ben insanların önünde konuşmayı sevmiyorum.
- I don't like talking in front of people.
Tom'un bu gece Mary ile konuşmayı canı istemiyor.
- Tom doesn't feel like talking to Mary tonight.
Televizyonda, yüzünde ciddi bir görünümü olan birisi ülkemizin geleceği ile ilgili sorunlar hakkında konuşuyor.
- On TV someone with a serious look on his face is talking about the problems of our country's future.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking to?
Fred'le konuşan çocuk Mike'dır.
- The boy talking with Fred is Mike.
Jim ile konuşan kız Mary'dir.
- The girl talking with Jim is Mary.
Ne hakkında konuşuyorsun?
- What're you talking about?
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
- Talking in the library is not allowed.
Yolculuğu hakkında onunla konuşarak iyi vakit geçirdi.
- She had a good time talking with him about his trip.
Arkadaşlarımızla konuşarak akşamı geçirdik.
- We passed the evening away talking with our friends.
It is usually better to solve problems by talking than by fighting.