AIDS araştırma dünyasında yer alan tüm değişiklikleri takip edemem.
- I can't keep track of all the changes taking place in the world of AIDS research.
Tom başka bir şey olmadığından emin olmak için etrafına baktı.
- Tom looked around to make sure nothing else was happening.
Kaza ne zaman meydana geldi?
- When did the accident take place?
O olay hakkında endişelenmenize gerek yok.
- You don't need to worry about that happening.
Tom'un o olay hakkında endişelenmesine gerek yok.
- Tom doesn't need to worry about that happening.
Düğün cumartesi günü gerçekleşecek.
- The wedding will take place on Saturday.
Düğün, önümüzdeki bahar gerçekleşecek.
- The wedding will take place next spring.
Keşke bunun neden olmaya devam ettiğini bilsem.
- I wish I knew why this keeps happening.
Bunun olmasını engellemeye çalışmalıydım.
- I should've tried to prevent this from happening.
... a revolution is taking place. ...
... Perhaps more importantly are the behavioral changes taking place ...