Tom onu ağırdan almak zorunda.
- Tom has to take it easy.
Ağırdan almak zorundasın.
- You've got to take it easy.
Çok fazla çalışıyorsun. Bir süre işi hafiften al.
- You're working too hard. Take it easy for a while.
Sanırım birkaç gün işi hafiften almak isteyeceğini düşünüyorum.
- I think you're going to want to take it easy for a few days.
Sakin ol, Tom. Sinirlenme.
- Calm down, Tom. Take it easy.
Sakin olun. Ben fırsatların sizin lehinize olduğunu size temin ederim.
- Take it easy. I can assure you that chances are in your favor.
Sakin olun. Ben her şeyin güzel olacağına sizi temin edebilirim.
- Take it easy. I can assure you that everything will turn out fine.
I'm going home now. Take it easy.
Take it easy. It's just a wiki.
I'm going to stay home Saturday and take it easy.