I'll need my own tools.
- Kendi takımlarıma ihtiyacım olacak.
Tom ran into a squad of police officers armed to the teeth.
- Tom tepeden tırnağa silahlı bir takım polis memurlarıyla karşılaştı.
Tom used to be a member of the bomb squad.
- Tom bomba takımının bir üyesiydi.
How can you afford another suit?
- Diğer takım elbiseye gücün nasıl yetebilir?
Where did you have your new suit made?
- Yeni takım elbiseni nerede yaptırdın?
Our team defeated them by 5-0 at baseball.
- Takımımız beyzbolda onları 5-0 mağlup etti.
His favorite baseball team is the Giants, but he also likes the Lions.
- Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.
Apparently, Tom's car needs a new set of tires.
- Öyle görünüyor ki Tom'un arabasının yeni bir takım lastiğe ihtiyacı var.
Is this tea set complete?
- Bu çay takımı tam mı?
I'll need my own tools.
- Kendi takımlarıma ihtiyacım olacak.
Please bring your toolkit.
- Lütfen araç takımınızı getirin.
The good team spirit in the work group is valued positively.
- Çalışma grubundaki iyi takım ruhu olumlu olarak değerlendirilir.
A totally ordered set is often called a chain.
- Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir zincir denilir.
Tom had all of his suits made to order.
- Tom bütün takımlarını sipariş üzerine yaptırdı.
There's a problem with the plane's landing gear.
- Uçağın iniş takımında bir sorun var.
Tom was wearing scuba gear.
- Tom dalış takımını giyiyordu.
Where did I put my battery pack?
- Pil takımımı nereye koydum?
Their team has a strong sense of unity.
- Onların takımının güçlü bir birlik duyusu var.
Tim Howard was the goalkeeper for the United States national team in 2014.
- Tim Howard 2014 yılında Amerika Birleşik Devletleri milli takımının kalecisiydi.
Please bring your own eating utensils.
- Lütfen kendi yemek takımını getir.
Nobody brought eating utensils to the party.
- Hiç kimse çatal-bıçak takımlarını partiye getirmedi.
That tackle box looks a lot like mine.
- O takım çantası benimkine çok benziyor.
I wish I had a tackle box as nice as yours.
- Keşke seninki kadar güzel bir takım kutum olsa.
Tom opened his toolbox.
- Tom takım kutusunu açtı.
Your brother's soccer team won the game and is celebrating right now.
- Erkek kardeşinin futbol takımı maçı kazandı ve şu anda kutlama yapıyorlar.
We have a good team right now.
- Şimdi iyi bir takımımız var.