Some weather forecasters predicted a hurricane.
- Bazı hava tahmincileri bir kasırgayı tahmin etti.
His predictions have come true.
- Onun tahminleri gerçekleşti.
His prediction might come true.
- Onun tahmini gerçekleşebilir.
It will snow tomorrow according to the weather forecast.
- Yarın hava tahminine göre kar yağacak.
According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
- Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
Steel production reached an estimated 100 million tons last year.
- Çelik üretimi geçen yıl tahmini olarak 100 milyon tona ulaştı.
The value of the painting was estimated at several million dollars.
- Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.
You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
- Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.
Your guess is quite wrong.
- Tahminin oldukça yanlış.
I don't engage in idle speculation.
- Ben başıboş tahminle meşgul olmam.
As to what happened there, one can only speculate.
- Orada ne olduğuna gelince sadece tahmin edebiliriz.
I presume you're Tom Jackson.
- Ben senin Tom Jackson olduğunu tahmin ediyorum.
Sami presumed that Layla was out of the country.
- Sami, Leyla'nın ülke dışında olduğunu tahmin ediyordu.
They were forecasting rain for today.
- Onlar bugün için yağmur tahmin ediyorlardı.
Tom does a pretty good job of forecasting the weather.
- Tom, hava durumunu tahmin etmede oldukça iyi bir iş çıkarıyor.
There was a great deal of conjecture as to what would happen.
- Ne olacağı konusunda çok fazla tahmin vardı.
I can't stand the anticipation.
- Ben tahmin etmeye katlanamam.
Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.
- Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.