Katalogdan yeni bir ekmek tahtası sipariş ettim.
- I ordered a new cutting board from a catalog.
Tahtada yazılı olan benim adımdı.
- Written on the blackboard was my name.
O tahtaya iki kare çizdi.
- He drew two squares on the blackboard.
Tom yönetim kurulunda.
- Tom is on the board of directors.
Dünkü yönetim kurulu toplantısı büyük bir başarıydı.
- Yesterday's board meeting was a big success.
Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.
- A blackboard doesn't have to be black.
Öğretmen için kara tahtayı sildim.
- I erased the blackboard for the teacher.
Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.
- The fisherman saved himself by means of a floating board.
Tom dartları tahtadan çekti.
- Tom pulled the darts out of the board.
This blackboard is not black, but green.
- Diese Tafel ist nicht schwarz, sondern grün.
Blackboards are not always black.
- Tafeln sind nicht immer schwarz.
The Knights of the Round Table gathered around the table.
- Die Ritter der Tafelrunde versammelten sich am Tafelrund.