Ben Tom ve Mary'yi olta kamışlarını ve takım kutularını taşırken gördüm.
- I saw Tom and Mary carrying their fishing poles and tackle boxes.
Keşke seninki kadar güzel bir takım kutum olsa.
- I wish I had a tackle box as nice as yours.
Neden farklı bir yol denemiyorsunuz?
- Why don't you try a different tack?
Farklı bir yöntem uygulamak zorunda olabilirim.
- I may have to change tack.
to try a different tack.
to tack (something) onto (something).