Определение tabiat в Турецкий язык Турецкий язык словарь
Güzeli ayırma melekesi, zevk, beğeni: "Abdi Bey, tabiat sahibi, altıncı kat terasında böyle bir bahçe tanzimi, doğrusu takdire şayan."- A. İlhan. İnsanın büyük abdest bozma kolaylığı veya zorluğu
Bir kimsenin eğilimlerinin, içgüdülerinin hepsi, huy: "Tabiatı dolayısıyla kimseye itimat etmezdi."- A. Ş. Hisar
İnsan faaliyetlerinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç, canlı ve cansız maddelerden oluşan varlığın hepsi, doğa: "İnsan zekâsı, tabiatın içinde değil, tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir."- A. Haşim
(Osmanlı Dönemi) Âlem ve içindekiler. Şeriat-ı fıtriyye. Hadiselerin ve varlıkların bağlı olduğu kanunlar. Allah, tabiatı yarattığı ve varlıkların nasıl hareket edeceğini kanunlariyle ve emirleriyle tayin ettiği halde Allah'ı inkâr edip tabiat yapıyor diyenler büyük bir sapıklık içindedirler. Tabiatta hiçbir şey kendi başına buyruk bağımsız, hür değildir. Herşey Allah'ın emirlerine bağlıdır. Oksijenle hidrojen, Allah'ın emrine yâni, koyduğu kanuna göre birleşir ve bu kanuna göre bir birl