Tom lacked commitment.
- Tom taahhütten yoksundu.
In today's busy world, many people are constantly juggling home, work and social commitments.
- Bugünün yoğun dünyasında, birçok kişi sürekli ev, iş ve sosyal taahhütlerinde hile yapıyor.
His undertaking failed for lack of funds.
- Onun taahhütü fon eksikliğinden başarısız oldu.
I pledged my loyalty to him.
- Ona olan bağlılığımı taahhüt ettim.
Tom has pledged to do that.
- Tom bunu taahhüt etti.