Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
- Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
Recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
Rejecting the urging of his physician father to study medicine, Hawking chose instead to concentrate on mathematics and physics.
- Tıp öğrenimi yapması için onun doktor babasının teşvikini reddettikten sonra Hawking onun yerine Matematik ve fizik üzerinde konsantre olmayı seçti.
Tom has a bright career as a medical doctor.
- Bir tıp doktoru olarak Tom'un parlak bir kariyeri var.
My youngest sister is a teacher, my oldest one, a medical doctor.
- Benim en küçük kız kardeşim bir öğretmendir, en büyük kardeşim ise bir tıp doktorudur.
Sami thought about following in Dad's footsteps at medical school.
- Sami, babasının tıp okulundaki adımlarını takip etmeyi düşündü.
I learned that in the first year of medical school.
- Bunu tıp okulunun ilk yılında öğrendim.
Tom is a medical student.
- Tom bir tıp öğrencisi.
He is a medical student.
- O bir tıp öğrencisidir.