All sorts of rumors were floating around about her.
- Onun hakkında türlü türlü söylentiler yayılıyordu.
He had every reason for doing so.
- Öyle yapmak için her türlü nedeni vardı.
The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.
- Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.
He comes into contact with all kinds of people.
- Her türlü insanla bağlantı kurar.
She likes all kinds of sports.
- O her türlü spor sever.
I tried to convince Tom otherwise.
- Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım.
I could not have done otherwise.
- Başka türlü yapamazdım.
Tom can't really do much else.
- Tom gerçekten çok başka türlü yapamaz.
The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.
- Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.