türcülük

listen to the pronunciation of türcülük
Турецкий язык - Английский Язык
speciesism
An ethical stance that assigns different worth or rights to beings on the basis of their species membership, such as assigning vastly different rights to animals and to humans
Human intolerance or discrimination on the basis of species, especially as manifested by cruelty to or exploitation of animals
assigning different values or rights to beings on the basis of their species membership
tür
Type

Marriage is a type of human rights violation. - Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.

There are over 2,500 types of snakes in the world. - Dünyada 2,500'ü aşkın yılan türü bulunmaktadır.

tür
kind

A tiger is a very ferocious kind of animal. - Kaplan çok vahşi bir hayvan türüdür.

What kind of wine do you have? - Sizin hangi tür şarabınız var?

tür
sort

What sort of play is it? - O, ne tür bir oyundur?

What sort of danger are we in? - Biz ne tür bir tehlikedeyiz?

tür
species

African elephants are divided into two different species: savannah and forest elephants. - Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır.

Cabbage, cauliflower, broccoli, and Brussels sprouts are all cultivars of the same species. - Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.

tür
breed
tür
variety

Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit. - Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.

tür
{i} genre

My favourite genre of music is pop. - Benim en sevdiğim müzik türü poptur.

This story belongs clearly to no genre. - Bu hikaye açıkça hiçbir türe ait değil.

tür
subspecies
tür
nature

There were no temples or shrines among us save those of nature. - Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .

tür
(Gıda) sp
tür
(Bilgisayar) as
tür
(Dilbilim,İnşaat) version

Turkish distinguishes between dotted and dotless Is. There are capital and lowercase versions of both. - Türkçe noktalı ve noktasız I arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.

tür
(Aydınlatma) hue
tür
form

The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira. - Eski İtalyan para birimi liretti ve sembolü ₤ idi. Liret Türk lirasıyla alâkalı değildir.

What form of transportation did you use? - Ulaşımın hangi türünü kullandın?

tür
order

Turkish has a different word order. - Türkçe'nin farklı bir sözcük sırası var.

All sweaters of this type are out of stock now. We'll order them from the main store in Tokyo. - Şu anda bu tür tüm kazaklar bitti. Onları Tokyo'daki ana mağazadan sipariş edeceğiz.

tür
category
tür
stamp
tür
(Ticaret) lot

This sort of work calls for a lot of patience. - Bu tür iş çok sabır gerektirir.

A Turkish soft G and a Spanish H eloped and had lots of completely silent children together. - Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte birsürü tamamen sessiz çocukları oldu.

tür
(Ticaret) line
tür
(Bilgisayar) type is
tür
(Biyoloji) eidos
tür
sort of

This sort of work calls for a lot of patience. - Bu tür iş çok sabır gerektirir.

What sort of person would do that kind of thing? - O tür şeyi ne tip insan yapardı?

tür
ilk
tür
range
tür
genus
tür
description
tür
type, kind
tür
the kind
tür
of sort
tür
race
tür
persuasion
tür
class

She can play all kinds of instruments, classical or folk. - O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.

I don't accept any kind of comment during my class. - Dersim sırasında herhangi türde yorum kabul etmiyorum.

tür
strain

France has banned a strain of genetically modified maize. - Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.

tür
(Hukuk) modality
tür
(Botanik) , (Zooloji) species
tür
kind, sort, type, description; species
tür
kind, sort, type
tür
stripe
tür
cast

The Turks held siege over the Castle of Eger for a long time. - Türkler Eğri Kalesi'ni uzun süre kuşattılar.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение türcülük в Турецкий язык Турецкий язык словарь

tür
Çeşit
Tür
janr
Tür
fam
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm, janr
tür
Kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının bulunduğu mantıksal kavram
tür
Türlü
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm