Biz, bir ekonomi otelde kaldık.
- We stayed at an economy hotel.
Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.
- Although the economy is weak, some companies are still making a profit.
Onlar ekonomik bir araba istediler.
- They wanted an economy car.
Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor.
- Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.
Tom her zaman tasarruf yapmak için ekonomi sınıfta uçuyor.
- Tom always flies economy class to save money.
Ekonomi arabalar size tasarruf sağlar.
- Economy cars save you money.