Lucy ışık anahtarını açtı.
- Lucy turned on the light switch.
Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını aradı.
- She groped for the light switch in the dark.
Koltukları değiştirmek ister misiniz?
- Do you want to switch seats?
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
Koltukları değiştirmek ister misin?
- Would you like to switch seats?
Belki biz meslekleri değiştirmeliyiz.
- Maybe we should switch jobs.
ABD neden metrik sisteme geçmiyor?
- Why doesn't the U.S. switch to the metric system?
Tom İngilizceye geçti.
- Tom switched to English.
Fabrikalar kömürden temiz bir yakıta geçmek için teşvik edilmiştir.
- Factories have been urged to switch from coal to a cleaner fuel.
Tom ana şalteri kapattı.
- Tom has turned off the master switch.
Benimle yerleri değiştirir misin?
- Will you switch seats with me?
Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.
- Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now.
Bu makinenin birçok anahtar ve düğmeleri vardır.
- This machine has a lot of switches and buttons.
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
Switch the light on.
... that displays a series of digital light switches. Using the Android@Home framework, this tablet ...
... my webcam switches itself on. If I want to be sure that you aren't capturing my passwords ...