supplied with what one needs

listen to the pronunciation of supplied with what one needs
Английский Язык - Турецкий язык

Определение supplied with what one needs в Английский Язык Турецкий язык словарь

fixed
{s} sabit

Böyle bir sabit fikirden kurtulsak iyi olur. - We had better do away with such a fixed idea.

Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır. - There is a fixed standard in the king's principles.

fixed
sabitleştirilmiş
fixed
sabit şekilde
fixed
kesme
fixed
fikse
fixed
dik

Gözlerini bana dikti. - He fixed his eyes on me.

Herkesin gözleri ona dikildi. - Everyone's eyes were fixed upon her.

fixed
{f} sabitleştir
fixed
belirlenmiş
fixed
değişmez
fixed
kararlaştırılmış

Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim. - I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.

fixed
{f} onar

Bunu hemen onarmalıydınız. - You should've fixed it right away.

Onun için radyoyu onardım. - I've fixed the radio for him.

fixed
{f} sabitleştir: adj.sabit
fixed
{s} oynamaz
fixed
{s} sağlanmış
fixed
kımıldamaz
fixed
idefiks
fixed
(Tıp) Solmaz (renk)
fixed
fixed assets sabit değerler
fixed
(sıfat) oynamaz, sabit, değişmez, kararlaştırılmış, solmaz, önceden ayarlanmış, belirlenmiş, sağlanmış, uçmaz
Английский Язык - Английский Язык
fixed

She's nicely fixed after two divorce settlements.

supplied with what one needs

    Расстановка переносов

    sup·plied with what one needs

    Турецкое произношение

    sıplayd wîdh hwʌt hwʌn nidz

    Произношение

    /səˈplīd wəᴛʜ ˈhwət ˈhwən ˈnēdz/ /səˈplaɪd wɪð ˈhwʌt ˈhwʌn ˈniːdz/
Избранное