sufficient, adequate

listen to the pronunciation of sufficient, adequate
Английский Язык - Турецкий язык

Определение sufficient, adequate в Английский Язык Турецкий язык словарь

enough
{s} kâfi

O şimdilik kâfi gelecektir. - That will be enough for the time being.

enough
yeter

Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır. - Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.

Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa. - This story is short enough to read in one lesson.

enough
{s} yeterli

Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım. - If I had enough money, I would buy that nice car.

On bin yen yeterli mi? - Is ten thousand yen enough?

enough
yeterince

Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu? - Is the central heating warm enough in the winter?

Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır. - Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.

enough
elverir
enough
çıkışmak
enough
interj. yeter, bıktım
enough
yeteri kadar

Bu kitap benim okumam için yeteri kadar kolaydır. - This book is easy enough for me to read.

Onların yeteri kadar altını yoktu. - They did not have enough gold.

enough
bes

Bazı köpek sahipleri köpeklerini yeterince besleyip beslemediklerini merak ediyorlar. - Some dog owners wonder if they are feeding their dogs enough.

O, köpeğini her gün etle beslemek için yeterince zengin değildi. - She wasn't wealthy enough to feed her dog meat every day.

enough
oddly enough işin tuhaf tarafı şu ki
enough
(İnşaat) yeterli, kafi
enough
{i} yeterli miktar

Yetersiz beslenme, yeterli miktarda yiyecek almama anlamına gelen yaygın bir yanlış kavramadır. - It is a common misconception that malnutrition means not getting enough food.

Burada yeterli miktara sahibiz. - We've got enough here.

enough
{ü} bıktım
enough
{s} yeterli, kâfi. z. kâfi derecede
enough
I have had enough ofArtık ondan bıktım Burama kadar geldi
Английский Язык - Английский Язык
{s} enough
sufficient, adequate
Избранное