O kronik bir hastalıktan muzdarip. - She suffers from a chronic illness.
O kronik bir hastalıktan muzdarip.
She suffers from a chronic illness.
Japonya'da kronik bir pirinç fazlalığı vardır. - There is a chronic oversupply of rice in Japan.
Japonya'da kronik bir pirinç fazlalığı vardır.
There is a chronic oversupply of rice in Japan.
Chronic patients must learn to live with their condition.