Tom'un acı çektiğini sanmıyorum.
- I don't think Tom suffered.
Onlar yeterince acı çekti.
- They've suffered enough.
Acı çekmek insanoğlunun alnına yazılmıştır.
- Man is destined to suffer.
Acı çekmek insanın kaderidir.
- It is man's destiny to suffer.
Acı çekmek insanoğlunun alnına yazılmıştır.
- Man is destined to suffer.
Acı çekmek insanın kaderidir.
- It is man's destiny to suffer.
Çile çekmekten saçı ağardı.
- Her hair grayed with suffering.
Onun yaşında saç dökülmesine uğramak çok üzücü.
- Suffering from hair loss at her age is so sad.
Japonya her yıl kasırgalardan sıkıntı çeker.
- Japan suffers from typhoons every year.
Hasta halüsinasyonlardan sıkıntı çekiyor.
- The patient suffers from hallucinations.
He's suffering from the flu this week.
I hope you never have to suffer the same pain.
the holie ghoste doth manifestlie expresse, saying: I suffer not that women usurpe authoritie above man:.
At least he didn't suffer when he died in the car crash.
... city suffered the attack september elaine and fourteen oh two ...
... And so this is a society which has suffered as a result of ...