Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
- Suddenly, my mother started singing.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly it began to rain.
O birdenbire çok mutlu oldu.
- He was suddenly very happy.
Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.
- If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Köprü ansızın yıkıldı.
- The bridge suddenly gave way.
Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
- Tom's heart suddenly began to beat faster.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
- Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Birden bire kör olsan ne yaparsın?
- If you became blind suddenly, what would you do?
Birden bire ne olduğunu fark ettim.
- I suddenly realized what was happening.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly it began to rain.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- All of a sudden, it began raining.
Birden beklenmedik bir şey oldu.
- Suddenly, something unexpected happened.
Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
- To our great surprise, he suddenly resigned.
Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
- Tom's heart suddenly began to beat faster.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- All of a sudden it started raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- All of a sudden, it began raining.
Dewey birdenbire bir kahraman oldu.
- Dewey was suddenly a hero.
Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.
- If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.
Ansızın fikrini ne değiştirdi?
- What made you change your mind all of a sudden?
Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim.
- When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.
Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim.
- When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.
kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
Aniden umulmadık bir şey meydana geldi.
- Suddenly, something unexpected happened.
Suddenly, the heavens opened and we all got drenched.
I cannot understand why he left so suddenly.
- I can't understand why he left so suddenly.
Two weeks after being admitted to hospital my acne suddenly started to disappear.
- Two weeks after being admitted to the hospital my acne suddenly started to disappear.
The sudden drop in temperature left everyone cold and confused.
... So suddenly, the battle for the second screen is-- ...
... took great pride in shutting it down. And now suddenly you're a big champion of coal. ...