Neredeyse boğulmuş olan adam nefes almaya başladı.
- The man who nearly drowned began to breathe.
Beni kurtarmamış olsaydın boğulmuş olurdum.
- I would've drowned if you hadn't saved me.
O sadece boğulmak için oraya yüzmeye gitti.
- He went there swimming only to be drowned.
Çocuk boğulmak üzereydi.
- The child came near being drowned.
Tom okyanusta boğuldu.
- Tom drowned in the ocean.
Küçük kız gölde boğulmaktan neredeyse kıl payı kurtuldu.
- It was a close call when the little girl almost drowned in the lake.