Kahve yerine çay içmek istiyorum.
- Ich hätte gerne Tee statt Kaffee.
İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
- I stayed at home all day instead of going to work.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Onun yerine ablası onlarla gitti.
- Instead of her, her sister went with them.
Onun yerine, erkek kardeşim tutuklandı.
- Instead of him, my brother was arrested.
The data suggest that the optimum length of a lecture may be 30 instead of 60 minutes.
- Die Sachverhalte deuten an, dass die optimale Dauer einer Vorlesung 30 statt 60 Minuten wäre.
Let's go by train instead of by bus.
- Lass uns mit der Bahn statt mit dem Bus fahren.