Sen Alzheimer'in erken aşamalarındasın.
- You're in the early stages of Alzheimer's.
İşte böylesine kritik bir aşamadayız.
- We are at such a critical stage.
REM uykusu sırasında beyin dalgaları uyanıkken olduğu gibidir ve bu, rüyalar gördüğün zamanki aşamadır.
- The brain waves during REM sleep are the same as when awake, and it's the stage when you have dreams.
Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.
- The actor was on the stage for most of the play.
Sahnede dans eden adam benim amcam.
- The man dancing on the stage is my uncle.
Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.
- All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages.
Yakında büyük tiyatroda ışıklar söndürülecek ve boş sahne hayaletlere terk edilecek.
- Soon, in the great theatre, the lights will be put out, and the empty stage will be left to ghosts.
Booth sahne zeminine çarptığında bacağını kırdı.
- Booth broke his leg when he hit the stage floor.
We staged the cars to be ready for the start, then waited for the starter to drop the flag.
The band returned to the stage to play an encore.
a 3-stage cascade of a 2nd-order bandpass Butterworth filter.
The local theater group will stage Pride and Prejudice.
... The first stages of Stonehenge rise up in Ancient Britain. ...
... stages of that. ...