Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Bir adım ileriye ilerle.
- Move forward one step.
Bunlar, birer devrim niteliği taşıyan adımlardır.
- These are steps of a revolutionary nature.
Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
- I quickened my steps to catch up with her.
Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.
- I ran to school, but the bell had already rung.
Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.
- The bell had already rung when I got to school.
Niyetim ayağına basmak değildi.
- I didn't mean to step on your foot.
Tom'un niyeti Mary'nin parmaklarına basmak değildi.
- Tom didn't mean to step on Mary's toes.
Üst basamak yeterince güçlü mü?
- Is the top rung strong enough?