Olimpiyat altın madalyası muhtemelen en imrenilecek spor ödülüdür.
- An Olympic gold medal is probably the most coveted sporting prize.
Onlar spor malzemeleri satıyorlar.
- They sell sporting goods.
Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
- I like to play sport for fun not for competition.
Futbol, dünyada en çok bilinen spordur.
- Football is the most known sport in the world.
Biraz spor yapmak istiyorum.
- I want to do some sport.
Her gün spor yapmak son derece önemlidir.
- It's extremely important to do sport every day.
Scoot, Dario ve Ryan çok sportiflerdi.
- Scott, Dario and Ryan were very sporty.
Yeni erkek arkadaşın sportif mi?
- Is your new boyfriend sporty?
Ben tenis oynamaktan hoşlanırım. Sen hangi sporu yapmaktan hoşlanırsın?
- I like to play tennis. What sport do you like to play?
Oynamak için favori sporun nedir?
- What's your favorite sport to play?
Avustralyalılar spor ve eğlencede üstündürler.
- Australians excel at sports and entertainment.
Tom kesinlikle onun hakkında örnek bir sporsever.
- Tom certainly is a good sport about it.
Quite sporting of you to call that foul on yourself.
He got a job in a sporting goods store.
A sporting chance? I wouldn't call even him a long-shot?.
... of the American sporting personality. ...
... host one of the biggest sporting events in the world. ...