Tom tartışarak zaman israf etmek istemediğini söyledi.
- Tom said he didn't want to waste time arguing.
Zamanımı israf etmekten nefret ederim.
- I hate to waste my time.
Zamanımı boşa harcamak istemedim.
- I didn't want to waste my time.
Tom tepki vererek zamanı boşa harcamak istemedi.
- Tom didn't waste time responding.