Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
- We are all looking forward to your coming.
Hepimiz onun gelişini gördük, değil mi?
- We could all see it coming, couldn't we?
Tom önümüzdeki pazartesi geliyor.
- Tom is coming next Monday.
Tom ve Mary önümüzdeki cuma akşamı bir hoş geldin partisi verecek.
- Tom and Mary are having a house-warming party this coming Friday evening.
Başarılı bir yerel çocuk eve geliyor.
- A successful local boy is coming home.
O, gelecek seçime katılmıyor.
- He is not running in the coming election.
O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.
- He will be coming to see me this afternoon.
Dikkat! Gelen bir araba var.
- Look out! There's a car coming.
Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.
- There's somebody coming up the stairs.
Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
- Please pardon me for coming late.
Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
- Look out! There's a truck coming!
Köpeğinin benim bahçeme gelmesini engelleyemez misin?
- Can't you keep your dog from coming into my garden?
Patronum toplantıya geç gelmeme göz yummadı.
- My boss didn't excuse me for coming late to the meeting.
Sona yaklaşan dünya hakkındaki filmde, ölüm on iki saat içinde kesindi.
- In the film about the world coming to an end, death was certain within twelve hours.
Yaklaşan bir doğum günüm var.
- I've got a birthday coming up.