Ben bir uzman değilim.
- I'm not a specialist.
Önde gelen bir uzman resmi tasdik etmek için içeriye getirildi.
- A leading specialist was brought in to authenticate the painting.
Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
- Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
O, üniversitede fizik alanında uzmanlaşmaya karar verdi.
- He decided to specialize in physics at college.
Bir uzman doktorla konuşmalısın.
- You should talk to a specialist.
Hastalığın daha da kötüleşirse, bir uzman doktoru ara.
- If your illness becomes worse, call in a specialist.