İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı.
- Human beings succeeded in flying into space.
Uzayda hiç kimse senin çığlığını duyamaz.
- In space, no one can hear you scream.
Bu mekanın kutsallığı mutlaktır.
- The sanctity of this space is absolute.
İki nokta üst üste'den önce boşluk eksik.
- A space is missing before the colon.
Her cümleden sonra bir çift boşluk bırakın.
- Leave a double space after each sentence.
Sen ve senin önündeki araç arasında yeterli açıklık olmalı.
- There must be enough space between you and the car in front of you.
Uzay ve zaman arasında.
- Between space and time.
Bugünün uzay araçları roketler kullanıyor ve roketler büyük miktarda itici yakıt kullanıyor.
- Today’s spacecraft use rockets and rockets use large quantities of propellant.
Ranzalar, alandan kazanmanın bir yoludur.
- Bunk beds are a way to save space.
Sınırsız Alana Sahip Ol Şimdi!
- Get Unlimited Space Now!
Mariner 10, Merkür'ü ziyaret eden ilk uzay sondasıydı. Aynı zamanda, iki gezegeni -Venüs ve Merkür- ziyaret eden ilk sondaydı.
- Mariner 10 was the first space probe to visit Mercury. It was also the first probe to visit two planets - Venus and Mercury.
Neredeyse Uzayın tüm yönlerinde hareket edebilirsin ancak zaman içinde hareket edemezsin.
- You can move about in all directions of Space, but you cannot move about in Time.
Hava atomları ve molekülleri sürekli egzosferden uzaya kaçmaktadır.
- Air atoms and molecules are constantly escaping to space from the exosphere.
Uzay yürüyüşleri genellikle işe bağlı olarak, beş ve sekiz saat arasında sürer.
- Spacewalks usually last between five and eight hours, depending on the job.
Yer çekimi etkisi her nesneden uzaya doğru her yönde ve sonsuz bir mesafede uzanır.
- The effect of gravity extends from each object out into space in all directions, and for an infinite distance.
Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur.
- The individual stars in a constellation may appear to be very close to each other, but in fact they can be separated by huge distances in space and have no real connection to each other at all.
Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım.
- I had to leave out this problem for lack of space.
Amerika'da hapishanede mahkumlar için ayrılan yer mahkumlara yeterli değildir.Bu yüzden hapishaneler çok kalabalıktır.
- In the U.S., there are more prisoners than there is jail space for them. So the prisons are overcrowded.
Tom arabasını park yerinden çıkardı.
- Tom backed his car out of the parking space.
In digital text, a character representing a space ( ).
Other larger spaces – known as quads – were used to space out lines.
The cities are evenly spaced.
But she as Fayes are wont, in priuie place / Did spend her dayes, and lov'd in forests wyld to space.
The captain spaced the traitors.