Bildiğim kadarıyla, söylenti doğru değildir.
- The rumor is not true as far as I know.
Anladığım kadarıyla, öylesine bir plan imkansızdır.
- As far as my experience goes, such a plan is impossible.
Bildiğim kadarıyla böyle bir sözcük yok.
- So far as I know, there is no such word.
Bildiği kadarıyla işler yolunda gidiyordu.
- So far as he was concerned, things were going well.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Varoluşumuzu olabildiğince kabul etmeliyiz.
- We must accept our existence as far as possible.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.
Anladığım kadarıyla, öylesine bir plan imkansızdır.
- As far as my experience goes, such a plan is impossible.
Biz 6 kilometre kadar yürüdük.
- We walked as far as 6 kilometers.
So far as I know, he used to be a good student.
- Soweit ich weiß, war er ein guter Schüler.
He went so far as to call me a fool.
- Er ging soweit, mich einen Idioten zu nennen.