Like I said, no problem.
- Söylediğim gibi, sorun değil.
It's no problem for me to do it this afternoon.
- Bu öğleden sonra onu yapmak benim için sorun değil.
If you want to stay at my place when you're in Boston, that's OK.
- Boston'dayken benim evimde kalmak istiyorsan, sorun değil.
If you don't want to tell me, that's OK.
- Bana söylemek istemiyorsan, sorun değil.
If you want to change your mind, it's OK with me.
- Fikrini değiştirmek istiyorsan benim için sorun değil.
If he's late, it's OK to start the meeting without him.
- Eğer o geç kalırsa toplantıya onsuz başlamak sorun değil.